KAMULAŞTIRMA KANUNUNUN 14/3 MADDESİ GEREĞİNCE, PAYDAŞLAR ARASINDA DAVA ARKADAŞLIĞI YOKTUR.
T.C
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO:2019/225
KARAR NO:2019/12184
KARAR TARİHİ:20/06/2019
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 27/09/2018 gün ve 2017/12160 Esas – 2018/15744 Karar sayılı ilama karşı davacı idare vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği
konuşulup düşünüldü:
KARAR
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 14/3 maddesi gereğince, kamulaştırma davalarında paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur.
Davalılardan her biri için hükmedilen miktar 12.690,00-TL’den azdır. Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK.nun 5219 sayılı Yasa ile değişik 440.maddesi uyarınca, miktar ve değeri 12.690,00-TL’den az olan davalara ait hükümlerin onanmasına veya bozulmasına ilişkin Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemez. Yukarıda açıklanan nedenle karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE,20/06/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Yönetim Kayyımı Atanması
T.C.
Yargıtay
5. Hukuk Dairesi
Esas No :2017/19701
Karar No :2018/20402
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı idare ile davalı kayyım vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
HGK’nun 08.06.2011 tarih ve 2011/3-243 esas 392 sayılı kararında belirtildiği üzere; mahkeme kararı ile kayyım olarak atanan ve bu kişiler adına yaptığı iş ve işlemler nedeniyle 3561 sayılı Kanun kapsamında yönetim kayyımı olan mal müdürü burada Hazineyi temsil etmemekte, aksine kayyımlık görevi gereği açık kimliği ve adresi tespit edilemeyen kişilerin hak ve menfaatlerini korumaktadır. Kayyımın … avukatını vekil tayin etmiş olması da … adına hareket edildiğinin kabulü için yeterli değildir.
Bu nedenle, kayyım, açılan bu davada, 492 sayılı Harçlar Kanununa göre harçtan muaf değildir. 3561 sayılı Kanunun 2/son maddesinde kayyımlıkla ilgili işlemler her türlü vergi, resim, harç ve katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır. hükmüne yer verilmişse de burada yargı harçlarından bağışıklığına ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; mahkeme hükmü davacı (karşı davalı) kayyım vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile temyiz edilmişse de, peşin yatırılması gereken 1/4 nispi harç ödenmemiştir. H.U.M.K.’nun 434/son maddesi uygulanmak suretiyle bu eksiklik giderildikten sonra,
Birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 13/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.