logologologo
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Faaliyet Alanlarımız
    • AYM Bireysel Başvuru
    • AİHM Bireysel Başvuru
    • Aile Hukuku
    • Borçlar Hukuku
    • Ceza Hukuku
    • Gayrimenkul Hukuku
    • İdare Hukuku
    • İş Hukuku
    • Miras Hukuku
    • Mülkiyet Hukuku
    • Sigorta ve Tazminat Hukuku
    • Sözleşmeler Hukuku
    • Ticaret ve Şirketler Hukuku
    • Tüketici Hukuku
    • Uluslararası Hukuk
    • Vergi Hukuku
  • Arabuluculuk
  • Haberler
  • Makaleler
  • İletişim
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Faaliyet Alanlarımız
    • AYM Bireysel Başvuru
    • AİHM Bireysel Başvuru
    • Aile Hukuku
    • Borçlar Hukuku
    • Ceza Hukuku
    • Gayrimenkul Hukuku
    • İdare Hukuku
    • İş Hukuku
    • Miras Hukuku
    • Mülkiyet Hukuku
    • Sigorta ve Tazminat Hukuku
    • Sözleşmeler Hukuku
    • Ticaret ve Şirketler Hukuku
    • Tüketici Hukuku
    • Uluslararası Hukuk
    • Vergi Hukuku
  • Arabuluculuk
  • Haberler
  • Makaleler
  • İletişim
by kiratlihukuk
Yargıtay Kararı12 Temmuz 20190 comments

Geçit Hakkı Davasında Usul ve Kurallar

T.C
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ 
ESAS NO                :2016/6448 
KARAR NO            :2019/1030 
KARAR TARİHİ      :07.02.2019
K A R AR

Dava, geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.

Davacı vekili, 3046 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı kurulmasını talep ve dava etmiştir.

Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 3046 parsel sayılı taşınmaz lehine, 3040, 3042 ve 3047 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.

Hükmü, bir kısım davalılar temyiz etmiştir.

Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. 
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. 

Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir. 

Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. 

Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. 

Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir. 

Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır. 
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir. 
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.

Somut olaya gelince; mahkemece kurulan geçitin kanal ve bakım yolu niteliğindeki 2987 parsel sayılı taşınmaza bağlandığı anlaşılmıştır. DSİ 21. Bölge Müdürlüğü 213. Şube Müdürlüğünün dosyada mevcut 28.04.2015 tarihli cevabi yazısında, 2987 parsel sayılı taşınmazın fiilen kanal ve servis yolu olarak kullanıldığı, servis yollarının işletme ve bakım amaçlı kullanılmak üzere inşa edildiği, ihtiyaca bağlı olarak kapatılabilecek şekilde kullanıldığı ve nihayet 2987 parsel sayılı taşınmazın yol olarak kabul edilip bu amaçla kullanılmasında sakınca bulunduğu bildirilmiştir. Ne var ki, mahkemece belirlenen tüm alternatif güzergahlar söz konusu kanal ve servis yoluna bağlanmak suretiyle oluşturulmuştur.

Geçit hakkının, taşınmaz leh ve aleyhine tesis edilip kesintisizlik ilkesi gereği genel yola bağlantısının sağlanması gereklidir. O halde, mahkemece; dava konusu taşınmaza ilişkin ve etrafındaki yolları gösterir geniş pafta dosya arasına alınmalı, yeniden yapılacak keşif ile tüm güzergahlar kesintisizlik ilkesine uygun şekilde en uygun geçit yeri belirlenmeli, daha sonra davanın esasına girilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. 

Değinilen bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir. 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.02.2019 gününde oy birliği ile karar verildi.

Tags:
14. Hukuk Dairesi geçit hakkı Yargıtay
Share
Adi Ortaklıkta Katkı Payı Talep Edilirse, Ortaklığın Feshi ve Tasfiyesi Talep Edilmiş OlurÖnceki
Hakim Hükümde Unuttuğu Talepler Hakkında Tavzih Yolu ile Karar Verip Bunu Hükmüne EkleyemezSonraki
logo

Uzmanlık Alanlarımız

  • Arabuluculuk
  • AİHM Bireysel Başvuru
  • İş Hukuku

Menü

  • Hakkımızda
  • Faaliyet Alanlarımız
  • İletişim

İletişim Bilgileri

Platin Tower İş Merkezi

13. Kat No: 49 Söğütözü / ANKARA

E-Posta: info@kiratlihukuk.com

Telefon: 0(312) 433 8802 – 433 8825

Kıratlı Hukuk 2019 Tüm Hakları Saklıdır.