Ayırt Edici Özelliği Bulunmayan Fatura Mülkiyet Karinesinin Aksini İspata Elverişli Değildir
T.C
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO :2016/9787
KARAR NO :2019/3612
KARAR TARİHİ :03.04.2019
KARAR
Davacı üçüncü kişi, 24.03.2015 tarihli haciz sırasında mülkiyeti kendisine ait olup muhafaza edeceği yeri olmadığı için borçlunun evinin bahçesine bıraktığı şap makinesinin haczedildiğini açıklayarak istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, üçüncü kişinin dayanağı faturanın, faturayı düzenleyen şirketin ve üçüncü kişinin defterlerinde yer aldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’ nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; 24.03.2015 tarihinde ihtiyati haciz kararının infazı için borçlunun, takip dayanağı bonoda yer alan adresine gidildiği, haciz esnasında hazır olan borçlunun evinin bahçesinde bulunan bir adet şap makinesinin üçüncü kişiye ait olduğunu, kendisinin de benzer bir makineye sahip iken sattığını, üçüncü kişinin işini yaptığı için makinenin emaneten kendisinde bulunduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, İİK’nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla
alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekir. Bu yasal karinenin aksinin davacı üçüncü kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
Davacı üçüncü kişinin dayandığı, ayırt edici özelliği bulunmayan fatura mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli değildir, bu belge istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmez. O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önüne alınarak, davanın reddi yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile haciz tutanağında mahcuzun seri numarası, üretim yılı ve modeli açıkça yazılı olmasına rağmen, ayırt edici özelliği bulunmayan, düzenleyen şirketin kapanış tasdiki bulunmayan, üçüncü kişinin ise açılış tasdikinin yapılıp yapılmadığı belli olmayan defterlerinde kayıtlı fatura uyarınca kabulüne yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nin 366 ve HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 03.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.