Müdafinin Müvekkili Adına HAGB’yi Kabul Etmemesi Ancak Vekaletnamede Özel Yetki Bulunuyorsa Mümkündür.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 231. Maddesi Hükmün Açıklanması Müessesesini Düzenlemekte olup, ilgili maddenin 5. Fıkrası “Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.” HAGB’nin tanımı yapmakta, 6. fıkrası ise hangi durumlarda HAGB’nin sanığa uygulanabileceğini belirtmiştir. Sanığın kendisine uygulanacak HAGB’yi kabul etmemesi ise HAGB müessesini ortadan kaldırmakta, mahkemenin sanık hakkında hüküm kurmasını gerekmektedir.
HAGB uygulanmasını kabul etmemek ise kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu 22.10.2019 tarihinde vermiş olduğu 2015/12-225 E. ve 2019/616 K. sayılı kararıyla “Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair beyanı niteliği itibarıyla şahsa sıkı surette bağlı bir hak ve yetkidir. Şahsa sıkı surette bağlı haklar kanunda tek tek sayılmamakla birlikte genel olarak öğretide, kişinin sadece kendisinin kullanabileceği, başkasına devredilemeyen ve miras yoluyla geçmeyen haklar olarak açıklanmaktadır. Evlenme, nişanlanma, nişanı bozma, evlat edinilmeye razı olma ve şikâyetten vazgeçme gibi bu tür haklar insanın kişiliğini yakından ilgilendirdiğinden, bunların kullanılmasına karar verme yetkisi başkasına bırakılmamıştır. Ancak, Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre, vekil aracılığıyla kullanılabilen şahsa sıkı sıkıya bağlı haklar ancak vekâletnamede bu hususta özel bir yetkinin bulunması hâlinde vekil tarafından kullanılabilir. Bu hakların vekil aracılığı ile kullanıldığı hâllerde ya bu hususta avukata verilmiş özel bir yetki bulunmalı ya da bu yetki bulunmaksızın avukat tarafından gerçekleştirilen işleme hak sahibi sonradan izin vermelidir.” şeklinde hüküm kurarak, sanık müdafinin ancak kendisine vekaletnamede bu konuda özel bir yetki verilmesi durumunda müvekkili adına HAGB’yi kabul edemeyeceğine hükmetmiştir.